Çanakkale Savaşları’nın henüz
araştırılmayı bekleyen bir çok siyasal, sosyal ve askeri yönünün daha olduğu bir
gerçek. Örneğin; bu savaşların bizde belki de hiç bilinmeyen bir diğer yönü,
Çanakkale’de bazı kadın Türk kadın savaşçılarının da, Mehmetçik ile birlikte
çarpıştıklarıdır.
Konuyla ilgili ilk belgesel bilgilere
Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde, Anzac askerlerinin Çanakkale’de siperlerde
yazdıkları günlük ve mektuplarda rastlanmaktadır. Örneğin, The Age adlı
Avusturalya gazetesinde, 8 Eylül 1915 tarihinde şu başlıkta bir haber yer almaktadır.
“Kadın bir keskin nişancı: ilk günkü
çarpışmada vuruldu: J. C. Davies adlı bir asker annesine yazdığı mektupta şöyle
demektedir: “... Vurulduğum 18 Mayıs günü, keskin nişancı bir Türk kızı vardı.
Güzel, iri yapılı ve 19-21 yaşları arasında görünüyordu. Günün uzunca bir
bölümünde sürekli olarak ateş etti. Gerçi bir çok adamımızı vurdu ama gün
bitiminden önce Avusturalyalı bir asker tarafından vurulunca, gene de üzüldüm.
Ölüsünü ele geçirdiğimizde yanında bir Türk erkeğinin cesedini de bulduk.
Kadının vücudunda tam 52 kurşun vardı... Bu savaş korkunç”
Arşivlerde aynı konuyu dile getiren birkaç
mektup ya da günlük daha bulunmaktadır. Gerçi bu tür haberlerin Anzak askerlerinin,
zor siper koşullarında, aylarca süren çarpışmaların yıpratıcı etkisinde
geliştirdikleri hayal ürünü şeyler olduğu da düşünülebilir. Ancak, “Keskin
nişancı Türk kadınları” ve “Türk kadın savaşçılarını” anlatan diğer
asker mektupları da incelenip, birbirleriyle karşılaştırıldığında,
anlatılanların doğru olma olasılığının çok yüksek olduğu söylenebilir.
Kısacası, Çanakkale Savaşları’nın daha birçok yönü, genç
araştırmacılarımızın çalışmalarını ve aydınlatılmayı beklemektedir. |
 |