Biga - Gürçeşme
Köyü'nden
10 senede geldim askerden. İlkin Çanakkale'de
girdim savaşa. Topçuydum. Sonra Çanakkale'yi geçemeyince kafir Arabistan'a
kıvrıldı. Bağdat yanlarına gittim. İngilizle boğuştuk o tarafta da. Sonra
Fransızlarla Adana yanında çarpıştık. En sonra da Haymana taraflarına gelip
Yunan'ın peşine düştük..
1310 (1894) doğumluyum. 87 yaşına bastım.
Çanakkale'de topçu ayırdılar beni. 5.bölüğe düştüm.Üç gün sonra
geçirdiler bizi karşı yakaya. Arıburnu tarafına, Zığındere'de üç ay topların
başındaydım. Üç ay ateş ettik düşmana. Ne boğazdan geçebildi, ne karadan. Geri
gitti. |

|
Biz topları Akbaş İskelesine indirdik. Bir
vapura yüklendik. İstanbul'a geldik. Toplar tamir oldular. Tekrar bir vapurla İzmir'e
gittik. İzmir'den trene topları, mandaları yükledik. Konya Ulukışla'da indirdik
trenden. Koştuk mandaları toplara. Tarsus'a geldik. Tekrar trene yüklediler bizi... 4
topumuz var.15'lik ağır obüs. Neyse uzatmayalım. Bağdat yakınlarına sokulduk. Daha
da ileri gittik. İran topraklarına filan girdik galiba...Kut'ül Amara denilen yerlere
vardık.
İngiliz'e karşı veriyoruz ateşi. O da bize atıyor mermiyi. Bir mermi
geldi...İngilizlerden toplardan ikisi işe yaramaz hale geldi...8 arkadaş da şehit oldu
yanımızda. Ben ve Ali Çavuş kaldık topların başında.
Bozulduk. Geri çekiliyoruz. İngiliz de arkamızdan geliyor. Başka topların
tekerleklerinden buluyoruz takıyoruz bizim toplara öyle çekiyoruz geriye. Bağdat'a
geldik. Bağdat2ın yanında bir yer var, Samara dedikleri.
Samara'da toplandık. O gece Bağdat yandı. Cephanelikleri ateşe vermiş İngilizler.
Sonra Musul'a geldik. Musul'da toplar tamir edildiler. Hadi bakalım Kürt harbine. 7 ay
durduk Kürtlerin karşısında. Kürtler Musul'a doğru kaçtılar. Musul'a geldik.
Musul'da terk-i silah oldu. Silahları bıraktık. Toplayıverdi İngiliz bizi önüne.-
.. Nusaybin'e kadar getirdi.
Nusaybin'de Ali İhsan Paşa'yı İngilizler esir aldılar. 5. Ordu Kumandanıydı.
Nusaybin'de trenin üzerine çıktı. Bir nutuk verdi Ali İhsan Paşa. Alay
Kumandanımız vardı. Kenan Bey , albaydı. Ali İhsan Paşa dedi ki:
-"Kenan Bey, bu asker sana teslim. Diyarbakır, Urfa, Mardin, Elazığ bu arada bu
askeri salmayacaksın. Beni İngilizler sınır çizmek için götürüyorlar. Ben gene
geleceğim. Biz koştuk mandaları toplara Diyarbakır'a gittik. 1,5 sene durduk
Diyarbakır'da. Yunan da o sıralarda çıktı İzmir'e. Fransızlar Adana'ya
çıkmışlar. Biz adana tren yolunu Fransızlarla sınır yaptık. 1,5 sene ateş yaptık
Fransız'a oralarda.
Fransız cephesinden hep gece gitmek üzere bir ayda Ankara'ya geldik.
Topları getiriyoruz Ankara'ya. Gündüzleri gidemiyoruz. Yunan'ın tayyaresi görmesin
diye gece gidiyoruz. O zaman yol filan yok. Ali İhsan Paşa'nın fırkasından 350
kişiyiz. Ankara'ya 1 saat kalmış artık. Yakınlaşmışız. Deliktaş dedikleri bir
köye varmışız.
Yüzbaşımız Hasan Tahsin Bey, Bursalı Rıfat Efendi vardı. Rıfat Efendi Mülazım-ı
Evvel'di.O köyden bir süvari yolladık Ankara'ya. Köyde kadınlar bize börekler,
çörekler getirip karınlarımızı doyurdular. Kadının biri geldi bizim
yüzbaşıya;ben de yüzbaşının yanındaydım.
-Efendi, bu bizim halimiz ne olacak ? diye sordu.
Yüzbaşı da
-Ne olacak kadın? dedi.
Kadın başladı konuşmaya:
-Bizim adamlarımızı aldılar, gittiler. Düşman da hep bu tarafa geliyor. Öte
gitmiyor.
Haymana'nın üstünden de düşmanın top sesleri geliyor. "Güüürrr,
Güüürrr" diye"
Yüzbaşı, kadına bizi gösterip dedi ki :
-Bugün dinleyin yarın ötemez Yunan'ın topları
Kadın sordu Yüzbaşı'ya:
-Neden?
Yüzbaşı bizi gösterdi eliyle kadına:
-Bu askeri görüyor musun? Çanakkale harbindendir bunlar...8 senelik hepsi. Arabistanı
kıvrandı bu asker.katiyen gelemez Yunan.
Ankara'ya gönderdiğimiz süvari geldi. Çıktık yola. Mandalarla gidiyoruz.
Sabahleyingirdik Ankara'ya. Marşlar söyleyerek istasyona varıyoruz.
"Ankara'nın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak
Ankara'nın dardır yolu
Yunan almış sağı-solu
Gelsin Kemal Paşa Kolu"
Korku nedir? İçimizde bilinmez
Kanlı yazı alnımızda silinmez
Biz var iken, Ankara'ya girilmez."
Böyle marşlar söylüyoruz. İstasyonda bulunanlarda bizi alkışlıyorlar.
Atatürk orada başımızdaki Kenan Bey'e dedi ki:
-Asker saat 10'a kadar serbest. Saat 10'da tren gelecek.Sıçancık İstasyonunda
inecekler. Haymana'nın Çulluk Köyüne toplar kurulacak. Sabahleyin ateşe
başlayacaklar.
O sırada birçok kadın geldiler. Kimileri yaralı, kimisinin memeleri kesildi.
Savaştepeli arkadaş var yanımda benim.
Kara Fatma dedikleri bir kadınmış o gene.
Çıktı biri trenin üstüne konuşuyor.
Biz onu yüzbaşı filan sanmıştık. Yaralı kadınları eliyle göstererek:
"Şu kadınların haline bakın. Çanakkale'nin Biga denilen yerinden beri bu Yunan
böyle yapıyor. Bu kadınların kimisi anneniz. Kimisi bacınız yerine. Bunları
gördünüz ona göre, cepheden geri dönecek olanı, paşa da olsa vuracaksınız,"
dedi.
O gece biz Çulluk Köyüne gidip topları kurduk. Sabahleyin başlayıverdik ateşe.
Anam!anam!anam! Üçüncü gün saat 8 sıralarında Yunan kaçmaya başladı. Sakarya
nehrinden sığamıyor geçmek için. Bütün koşulu beygirlerini köprü yapıyor
geçmek için nehirden. Biz de Polatlı İstasyonunun oradan geçtik. Yunan geçtikten
sonra birinci köyü yaktı. "Yanık Köy" koyduk adını o köyün biz de.
Yakıp kaçıyor Yunan. Biz hem gidiyoruz arkasından, hem ateş ediyoruz toplarımızla.
Ağır obüs bizim toplar. Adi ateş yapıyoruz, 45 okka mermileri var.
Afyon'a gelince dayandı gavur. Kuvvetimiz yetmedi. Bir sene durduk Afyon köylerinde.
Karadilli, Arızkaya, Göçenli, Kılıçkaya, Akşehir taraflarında bir sene durduk.
Sene geçti. Bir sabah hücuma başlayacağız. Topları doldurduk....Afyon Kalesi'nde
Yunan'ın topu var.
Biz Ali İhsan paşa cephesindeyiz. Dumlupınar Cephesinde. Biz Topçuyduk dedim ya!
Atatürk hiç sakınmazdı bizden. Yanımıza gelirdi. O sabah gene bizim yanımızdaydı.
Öteki büyük paşalar da vardı. Çakmak, Karabekir, İnönü.
Fevzi Çakmak Atatürk'e dedi ki:
-Mustafa, ben sabah namazını kılsam,
Atatürk de:
-Hay hay Paşam kılın. Birazdan başlayacağız ateşe, bir daha kılamazsın.
Fevzi Çakmak ayrıldı namaz kılmaya gitti. Bizim 2 ağır obüs topumuz var .
Yanımızda başka bölükte de 2 tane 7,5'luk top vardı. Sonra o 7,5'luklar İnönü
tarafına gittiler.
Toplar hazır mı? Hazır dedik. Gün ışıyordu. Başlayıverdik ateşe. Bir atış,
ardından bir daha... Yunan'ın Afyon Kalesindeki topu sustu. Öyle haber geldi.
Başımızda Yüzbaşı Kemal Bey vardı. Sonra o Menemen bağlarında şehit oldu.
Dürbün elinde söylerdi mesafeyi...Sektirmezdi.
Yunan'ın Afyon Kalesi'ndeki topunu benim topun ikinci mermisi susturdu.
Kumandanlarda yanımızdaydı. Atatürk, Yüzbaşı Kemal Bey'e dönüp dedi ki:
-Bravo be. Madalya yaz çavuşa!
İlk madalyayı ben aldım. Atatürk verdirdi benim madalyamı.
14 günde İzmir'e indik. İzmir'de vapurların üzerleri tütün dizileri gibi Yunanlı
doluydu. Denizin üzeride şapka...Vapur mu yeter onca Yunan'a....Defoldular...Gittiler.
Sonra biz Manisa,Bursa,Bandırma'dan geçtik. İzmit'e dayandık. Ben İzmit'ten teskeremi
aldım.
5. Fırka, 8. Alay,2.Tabur, 5. Bölükteydim. Atatürk, Grup Kumandanıydı Arıburnu'nda.
Bizim topların da yanına gelirdi. Orada Tahsin Bey vardı.
Yüzbaşımızdı. Atatürk ona derdi ki:
-Maşallah, maşallah Tahsin Bey, bunlar öğrenmişler.
Afyon Kalesine attığımız zaman Yüzbaşı Kemal Bey şöyle emir vermişti. Ben de
nişancıydım, topun başında.
"Mesafe 4600, 5. Barut hakkı, dane, doğru."
Emir buydu. İkinci mermide kaledeki topu sustu Yunan'ın.
Sonra bize döner:
,-Mermiyi şöyle yapın, kolunuzu dayayın da öyle koyun. Korkmayın, bir kere korku
getirirseniz yüreğinize, hep korkarsınız. Korkmayın, diye konuşurdu.
Çanakkale Harbinde Zığındere'de Üç ay ateş yaptık...Düşman zırhlıları vardı
dış denizde...Denizin üstü kasaba gibiydi...Gemi doluydu.
Arabistan'dan mandalarla çekip gelirdik toplarımızı. Haymana'ya geldik. Maraş'ta da
kaldık biz, Fransızlar'a karşı. O yüzden Maraş fırkası da derlerdi bizim fırkaya.
Seferberlikte 80 kişi kadar gitti bizim köyden. Ben Arabistan'a gittiğim için geç
geldim köye. Çanakkale'de kırıldı bizim bu köyden gidenlerin çoğu birkaç kişi
gelmişler...Onlar da ya kolu yok...Ya bacağı...
Üç aylık evliydim askere giderken 10 sene sonra geldim köye. Beş kız, bir erkek
çocuğum oldu. Sonra oğlumu öldürdüler. Madalya maaşı. Yaralanmadım. Nine öleli
çok oldu. Gözlerimin birisi hiç görmüyor. Birisini ameliyat ettirip açtırdım. O
biraz görüyor. Öteki hiç görmüyor. Çanakkale'ye 18 Mart'a
çağırıyorlar...Gidemiyorum ki...Gözler görmüyor...Nasıl gideyim... |
 |